Öncelikle ne olduysa oldu ama harika, belki de uzun zamandır özlenen tatta bir derbi yaşandı. Bunun için futbolculara ya da teknik direktörlere teşekkür etmeye gerek yok keza hiçbirisi sahaya futbolseverlere iyi bir derbi izletmek için çıkmıyor, kazanmak için çıkıyor. Ama ilk yarısı 3-0 ikinci yarısı 0-3, toplamda 3-3 skorlu bir derbi, tarihteki yerini aldı. Peki, buradan kim ne kazandı, ne kaybetti? Beşiktaş için kötü günler Fenerbahçe için iyi günler mi geliyor yoksa her ikisi için de çok değişen bir şey olmayacak mı? Beşiktaş – Fenerbahçe derbisini sizler için yorumladık.
Teknik Direktör Faktörü! Yanal mı Güneş mi? Hiçbiri mi?
“Sizin için sahaya çıkana kadar elimden gelen her şeyi yaparım ama sahaya çıkınca size yardım edemem.” demişti futbolcularına Sir Bobby Robson. Gelişen istatistik teknolojileri, menajerlik oyunları ve Klopp, Guardiola, Mourinho gibi fenomen teknik direktörlerin yaptıkları nedeniyle günümüz futbol seyircisi de bazen teknik direktörlerden beklentilerini tam ayarlayamıyorlar. Yani, ne kadar etki edebileceklerini tam kestiremiyorlar. Elbette, teknik direktörün önemi çok büyük ama bu biraz da zamana yayılarak gelen bir durum hem de kadro yapısı çok belirleyici. Öte yandan tüm bunlar mükemmel gitse bile Robson’ın dediği gibi sahada oyuncuların “o anda” yaptıkları sonucu kesin olarak belirleyen durum. Öncelikle teknik direktör bazında maç yorumu yaparken bu koşulları hatırlamak gerekiyor.
Beşiktaş – Fenerbahçe maçına bu açıdan baktığımızda ise ilk yarıda Şenol Güneş’in hamleleri mi 3-0’ı getirdi, Ersun Yanal’ın Moses-Ayew, Isla-Valbuena değişikliği mi 3-3 yaptırdı soru işareti. Mutlaka her iki hocanın da bu sonuçta hamleleri ve taktikleri ile önemli katkısı var ama burada ille de teknik direktör açısından değerlendirme yapılacaksa Ersun Yanal’ın Şenol Güneş’e nazaran takımına psikolojik olarak hükmetme konusunda üstün olduğu görülebilir. Bunun dışında ellerindeki malzemeyi en iyi şekilde sahaya sürmenin ötesine çok geçemediler. Güneş’in sezon sonu ayrılma ihtimali ile Yanal’ın yeni bir hikaye yazma motivasyonu da bunda etken oluyor haliyle.
Bülent Yıldırım Kötü müydü?
Evet, kötüydü çünkü hakemlerin neredeyse hepsi kötü. Kötü niyetli değiller elbette ama yetersizlik, kararsızlık, tarz problemi hepsi onları kötü yapıyor. Yoksa, Bülent Yıldırım iyi bir hakem. Ama dün maçın kontrolünü ele geçirme konusunda her hafta sıkça başka hakemlerde de gördüğümüz şekilde ( Fırat Aydınus’ta bile) formsuz hal, onda da vardı. Pozisyon bazında ise VAR’a bakarak karar verdiği Beşiktaş’ın penaltısı, çok da verilesi bir penaltı değildi.
Fenerbahçe Ümitlenmeli mi? Yanal ile Değişim Oluyor mu?
Aslında bu soruya ne yaptığını bilen bir yönetim ile gereğinden fazla beklentiye girmeyecek bir taraftar koşulu ile evet yanıtını vermek mümkün. Ersun Yanal ile gelen değişim, gelir gelmez seri galibiyetler alması olmamalıydı zaten. Düşünün ilk yarıdaki Fenerbahçe’yi. Aldıkları mağlubiyetler bir yana sahada ne yaptığını bilmeyen bir takım vardı. Bugün sezon başında bir nebze Jailson’u dışarıda tutarsak baştan aşağı yanlış ve yetersiz yabancı oyuncu transferleri yapan Comolli, devre arasında Zajc, Moses gibi daha kullanışlı isimleri alırken Yanal’ın istediği Sadık ve Tolgay’ın da takım sistemine katılması, Dirar’ın dönmesi ile iyi bir kanat oyunu oynanmaya başlamaları ve Zenit maçının ikinci yarısında sonunu getiremedikleri pas oyunu ve dün gece Beşiktaş’ın sahasında 3-0’dan 3-3’e maçı getirebildikleri psikoloji, hep iyiye işaretler. Bu gidişat, sezon sonuna doğru galibiyetlere dönecektir ve eğer 4-5 tane daha nokta transferle yeni sezona girilirse önümüzdeki sezon Ersun Yanal başarılı olur.
Öte yandan yeni transfer Sadık’ın gerçekten çok verimli ve mücadeleci olmasının takıma katkısı büyük ama direkt onun hatası ile üst üste 3. kez Fenerbahçe’nin gol yemesi de bu düzeyde bir stoperin uyarılması gereken bir konu.
Beşiktaş Nasıl Bir Çizgi İzler? Bundan Sonra Ne Olur?
Beşiktaş, bitime 11 maç kala liderin 11 puan, ikincinin 5 puan gerisinde. Kupada zaten yok, Avrupa’dan da elendi. Şenol Güneş’in sezon sonu gitmesi konuşuluyor. Bu tabloda sezon sonuna net olarak 2.lik hedefini koyarak reel bir plan yaparal ( olabilirse yine de şampiyonluk) şimdiden Güven, Dorukhan, Muhayer gibi genç ve iyi isimler de varken yeni sezona yeni bir sayfa açma planlarının yapılması gerekir. Hiç kupa kazanmadan da bir sezon bitebilir ama bir zemin varsa yeni dönemde hemen bu telafi edilebilir. Beşiktaş, Biliç ile başlayıp Güneş ile devam eden 6 sezonluk heyecan verici ve yeni bir zemin oluşturdu. Önemli olan şimdi bu 6 sezonun iyi yönlerini kurumsallaştırıp daha ileri seviyeye taşımak için plan yapmak. Aksi takdirde Türkiye futbolunda sıkça görülen “Bir dönemler” içinde yerini alır ki o da pek güzel bir şey değil.