Önce Mircea Lucescu’nun genç Türk futbolcularının kendilerini geliştirmeleri yönünden yetersizliği konusunda bir açıklama geldi ardından da kendisi TFF tarafından görevden alındı. Geçen hafta ise yaşanan hakem hataları sebebiyle kazan kaynamaya başladı ve en sonunda Merkez Hakem Kurulu ( MHK) Başkanı Yusuf Namoğlu ile diğer tüm MHK üyeleri istifa etti. Bugün ülke futbolunda Federasyon, hakemler ve Milli takım, hiç kuşkusuz yapısal önem taşıyan unsurlar. Bu unsurların tartışmaya açıldığı ve art arda istifa/ görevden almaların yaşandığı bir dönemde Türkiye futbolunun geleceği hakkında bir değerlendirme yapalım.
Yoksa Biz o Kadar İyi Değil miyiz?
Bundan bir kaç yıl önce A Milli Takım teknik direktörlüğü yapan Guus Hiddink, 4-0 kaybedilen Almanya maçı sonrasında ” Ne bekliyordunuz ki?” minvalinde bir açıklama yapıp devamında Hırvatistan ile eşleşip elendiğimiz play-off maçlarından sonra da ” Hırvatistan bizden daha güçlüydü, sonuç normal” tadında konuşunca ülkenin hemen tüm futbol kamuoyu “Yeter artık” diyerek isyan etmiş ve Hiddink, kariyerinin Fenerbahçe’den sonra ikinci başarısız dönemini sonlandırarak Türkiye’den ayrılmıştı. Fatih Terim, Mustafa Denizli, Ersun Yanal, Şenol Güneş gibi milli takım çalıştıran yerli teknik direktörler futbolumuz ve futbolcumuz hakkında yetersizlik, eksiklik adına bir şey söylemezken Hiddink’den sonra Lucescu da bizi negatif eleştirip ayrıldı.
Şu anda FIFA Ülkeler sıralamasında Türkiye, 211 ülke arasında 41. sırada. UEFA Sıralamasında kulüpler bazında 10. sırada yer alırken ülke bazında 15. sırada yer alıyoruz. Yani, Türkiye aslında 1990’lar öncesi seviyesini aştı ama orada da kaldı. Bizim haliyle beklentimiz daha iyisi olduğu için en üst seviyeden değerleme yapıyoruz ve o da olmuyor. Mesela, Ozan Kabak Stuttgart’a, Cenk Tosun Everton’a gidiyor. Şu anda Şampiyonlar Ligi’nde Cengiz Ünder dışında Türkiye’den yetişme bir oyuncu oynamıyor, o da takımın en önemli ismi değil. Okay Yokuşlu’nun gittiği Celta Vigo ya da Yusuf Yazıcı’yı isteyen Cardiff City, Merih’i transfer eden Sassuolo. Yani tüm bunlar baş altı seviyesi. Kötü değil mutlaka ama çok iyi de değil.
Konuya bir başka açıdan bakalım. Beşiktaş, geçen sezon Porto’nun önünde Şampiyonlar Ligi grubunu lider bitirip bu sezon Avrupa Ligi grubundan elendi. Galatasaray, çok kolay bir gruptan çıkamadı. Başakşehir, Burnley’i, Fenerbahçe Benfica’yı eleyemedi. Ama şöyle, aslında, çünkü … vs. Bunlar bir anlam ifade etmiyor. O amaların, aslındaların çözümünü bulup süreklilik sağlayabiliyor muyuz ona bakmak gerekiyor. Son örnek ise Türkiye’den yetişme en pahalı ve kariyerli transferi yapan Arda Turan, 3 sezon önce Barcelona ilk 11’indeydi, şu anda Başakşehir’de yedek. Evet, o kadar da iyi değiliz ama sorun yeteneksizlikte değil daha çok akıl ve plan yoksunluğunda.
Hakem Hataları Yalnızca Bizde mi Var?
Hemen cevap verelim, hayır. Güney Amerika’sından İtalya’sına, İspanya’sından İngiltere’sine kadar hakemler hep eleştiri konusu. Yani, bize ait değil. Bize ait olan, konunun özüne odaklanıp çözüm geliştirme konusundaki zaafiyet. Bir takım, hakemlerden şikayet ederken o sırada diğer takım etmiyorsa sıra ona gelince öbürü susuyor bu sefer. Ya da hakem hatalarını, herkes ama herkes kendilerine karşı yapılan sistematik bir saldırı olarak yorumluyor. Oysa, sorun net. Hakemler formsuz, baskı altında ve kendilerini güncellemiyor. Olayın arkasında art niyet sorgulamak yerine sorumluluk ve ikna edici cevap talep etmek gerekiyor. Bu da olmayınca olay hep aynı noktaya gelen bir kelle alma döngüsünde devam ediyor.
Bundan Sonra Ne Olacak?
Evet, konuyu iyi yönetemeyen bir MHK, istifa etmeli ve etti de. Gelecek vaat eden somut plan sunmayan bir milli takım teknik direktörü de gönderilmeli. Ama sonuçta bunların devamında bu hareketlerin sebebi olan bir yol haritası, ilkeler ve gelecek vizyonu yoksa durum, gündelik çözüm olarak kalır. Ve Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören başta olmak üzere futbol ile sporun bugünkü karar vericilerinden henüz böyle bir ışık ya da sinyal yok. Bir konuda başarılı olunup olunmadığı ancak bir hedef varsa konuşulabilir. Hedef net olarak tanımlanmadıkça kaotik durum sürecektir.