1990’lı yıllarda Türkiye’de 3 yabancı sınırlaması vardı. O dönemde Avrupa’nın da birçok ülkesinde benzer sınırlamalar söz konusuydu. Ardından AB ülkelerinin AB üyesi ülkelerde bu sınırlamayı kaldırmasından sonra yabancı sınırlaması da tartışmaya açılmaya başlandı. Bu sınırlama Avrupa’da gittikçe esnetilip en sonunda sınırsız hale gelince bu kez zaten Türk takımları ile Avrupa kulüpleri arasında olan fark daha da arttı. Ve 3+1 ile başlayan yabancı sınırı kuralı 5+2+3 vesaire tribünlere oyuncu yollamaya kadar işi vardıran tuhaf formüller denendi ama sonunda sınırsız yabancı noktasına gelindi. 2018 – 19 sezonunun sonuna geldiğimiz şu günlerde yeniden yabancı sınırlaması konuşulmaya başlandı. Peki, böyle bir tartışmaya gerek var mı? Yabancı sınırlaması ne için talep ediliyor?
Şu anki TFF Yabancı Kuralı Ne Durumda?
Aslında şu anda yürürlükte olan TFF yabancı kuralı, yabancı sınırlamasını devam ettiriyor. Buna göre kulüplerin Süper Lig’de kadrosunda yer alan 28 oyuncusuna lisans veriliyor ve bu oyuncuların en az 14 tanesinin yerli olması şeklinde bir kural var. Yani, bu da yabancı sınırını 14 olarak belirliyor. Buna ilave olarak yabancı milli takımlarda oynayan Türkiye kökenli oyuncular da yabancı statüsünde sayılmıyor. Galatasaray’daki Eren Derdiyok gibi. Ayrıca kadroda yer alacak yerli oyuncuların arasında en az 4 kişi Türkiye’den yetişme ve en az 2 kişinin de altyapıdan gelme şartları var. Bununla birlikte sahaya 11 yabancı ile çıkılabiliyor.
Milli takımın eski teknik direktörü Mircea Lucescu’nun ortaya attığı yabancı sınırlaması muhabbeti, milli takımın başarısı temelli olarak yabancılar nedeniyle yeterince yerli oyuncunun forma şansı bulamaması anlamındaydı. Ancak, 2015-16 sezonu ile birlikte yürürlüğe giren yukarıda detaylarını verdiğiniz mevcut TFF yabancı kuralının uygulandığı son 3 sezonda Avrupa kulüplerine sıklık bakımından hiç olmadığı kadar genç Türk oyuncu transfer oldu. Aynı dönemde Avrupa’da Türk kulüplerinin başarısı, önceki döneme nazaran ne çok eksildi ne de arttı. Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi başarısını yabancı kuralına ne kadar bağlayabiliriz?
Hedef Tam Olarak Belli Olmadan Konuşmak Anlamsız
Yabancı kuralı tartışmaları hakkında en doğru cevabı bulmak için tüm bu tartışmaların hangi hedefe bağlı yapıldığına bakmak gerekiyor. Hedef nedir?
Dünya çapında bir milli takıma sahip olmak?
Eğer siz güçlü bir futbol altyapısına sahipseniz ve genç yaşta üst düzey oyuncu yetiştiriyorsanız o genç yıldızlara yine Avrupa’nın büyük kulüplerinden gelecek tekliflerle orayı tercih edeceklerdir. Ayrıca evet 14 yabancı hakkı var ama Türkiye’de şu anda oynayan kaç tane üst düzey yabancı var? Yani, sizin altyapıdan yetiştirdiğiniz başarılı oyuncular, bu oyuncuları zaten keser. Örnek, Trabzonspor. Abdülkadir Ömür ve Abdülkadir Parmak, yabancıları kenarda oturtuyor. Eğer ülkenizde iyi yetişmiş oyuncuların kesmekte zorlanacağı kadar üst düzey yabancılar oynuyorsa zaten bir marka olmuşsunuz demektir.
Her iki durumda da milli takımınız gelişir. Milli takımı çok iyi olmayı hedefleyen bir ülke futbol politikasını alt yapı üzerinden çalıştırır. Günümüzde 15 yaşında çocukların bile dünyanın öbür ucunda oynayan 20 yaşındaki oyuncuyu keşfettiği bu dönemde iyi yetişmiş ve doğru yönetilmiş bir yetenek her türlü forma şansı bulur, bulamadığı yerde bulacağı takıma transfer olur. Tabi, bir ülkenin tüm futbol politikasının sadece milli takımının başarısına endekslenmesi de günümüzün koşulları için ayrı bir soru işareti.
Son olarak yabancı sınırlamasına değil, hedef tanımı doğru yapılmış bir bütünlükle alt yapı ve harcama planlamasına ihtiyaç var. Uluslararası başarı da tek kıstas ise bu hem kulüp hem milli takım hem de futbolcularla antrenörleri kapsayan bir planla yapılmalı. Hele ki bugünlerde ortaya atılan 6+2+2 gibi bir formül çıkarsa yarıştığımız Avrupa içinde en geri kalmış ülke olarak yerimizi alırız.